Minvaldir; Ertelemek, İdare Etmek Ve Susmak
- Göktuğ Yılmaz
- 9 Kas 2023
- 1 dakikada okunur
Bakışımı gizlerim yerleştirmem suretime
Nutku tutturan biyografik çizgiler işlenmiştir
Anın viraneliği ömrün kaç vaktini uhdesine alır
Kapılar kapalı pencereler örtüktü nicedir
Uzaktan gelen ayak sesleri yerleşmemişti tabloya bile
Gün önüme açılmayı bırakalı oldu hayli
Heybeti pek eksilmemişken saatlerin
Gönlümün havarilerine zarfladığım muradlar
Meteliksiz bir mukabele ihsan eyleyerek döndü gidişinden
Sormanın ve kitlenmenin mecalsizliği
Kavramanı hudutlandırdı dikensiz acı tellerle
Yol yorgunu sofralara uzandık ikindi üzre
Kurulup kaldırılmaktan eskimiştir tabak, çatal
Pörsüyen ben olsaydım çiniler, porselenler değil
En okkalı şölenler bir olamaz o yavan zeytinle
Nasıl yaşlanmışsa şu masa, koltuk bilcümle eşya
Aynı tıynetle damlıyor aynadan yüzüm
Serpintisi ve ürkünçlüğüne sebep gizlendiğim
İkindi üzrenin akşama yaklaşma demleri
Gün yanar kalıntılardan gece dallanırdı
Bu dünyayı kapar cins bir âleme yollanırdık
Orda her şey dingin, herkes kendinden emin
Ay “hurma dalı” gibi eğiklenince
Metanet kapardı zararın, kaygının ve gövdenin sızabileceği tüm delikleri
Bitse bile gece yeniden başlamasın ışık, dondurulan sahneler
Feinne me'al'usri yüsrân
İnne me'al'usri yüsrâ
Toy düğün kurar her sevinci ezberlerdiniz
Kavuştu mevsim hazanın yağmurlarına
Kırk ikindi güneş peşine yağmur tatsanız
Dillenirdiniz kırk birincileri avluda karşılamak uğruna
Bana lazım olan kırktan arda kalan
İlga edildi ve büküldü hevesim her sayıya
Tozun, toprağın garezi var üstümüze
Aflar, çılgınlıklar el vermiyor
Yine bir azameti gösterirler ufacık bir hürlüğü dilerken
Bugün ve kesintisiz sussan demezler “Konuş ey Musa”
Hatırlara sadık kalmakla bilendim yelkovan akrep kovalamacasında
Başlangıçlar dairesel hareketin habercisiydi
Sunmak göz ucuyla şah damarı, filizlenen inatlara
Kulağına tırmanır, aklına girer yok eder temsilcilerini
İstekleriniz nazik bir iltifattı nezdimde
Çabaladım, eşeledim ve çıkardım en ücradan neşelerinizi
“Bana bir damla su verin”
Yumuşatayım toprağı, sileyim kirli kanımı manzaranızdan
Ederini tutturmak için sıkı pazarlığa giriştim hayatla
Canlar, mallar, emanetler gözümün içine konuşlandırılmıştır
En zoru saklıydı hep şimdinin içinde
Zaman aşılmazlığını o kerteye indirgemişti, daimi
Ya da Tanrı böyle bir tevafukla germişti talihi
Ellerini kavuşturmuş duruyor önümde gülümsemeler
Bana layık olan önünüze koymaya utandıklarımdır.
Comments