Batı’nın Ötekisi: İslâm

Tarih, gerek küçük ölçekte gerek büyük ölçekte kitlelerin benlik ve ötekilik algıları neticesinde oluşan bir süreçtir. Benlik algısı; kitleleri diğer kitlelerden ayıran bütün özelliklerin teşekkül ettirdiği bir yapı olarak ortaya çıkarken ötekilik algısı ise kitlelerin diğer kitlelere yüklediği anlamlar neticesinde ortaya çıkar. Kitlelerin diğer kitlelere anlam yüklemesi üzerinde farklı değişkenler etkili olur. Temelde kitlenin kendi özellikleri, karşı kitlenin özellikleri, varsayımlar, yorumlamalar bu süreçte etkilidir. Nitekim İslâmî bir toplumun benlik algısı İslâmî kaideler çerçevesinde şekillenirken İslâmî olmayan bir toplumun, İslâmî toplumda oluşan ötekilik algısında İslâm, karşı toplumun kültürel özellikleri vb. durumlar önemlidir.

Bu benlik ve ötekilik algısının varlığı beraberinde daha büyük problemleri getirmiştir ki bu yüzden tarih aynı zamanda bir ölmekler ve öldürmekler silsilesi olarak yazılmaktadır. İnsanlığın çevresinde olan her şeyle savaşması neticesinde ortaya çıkan bir silsile. Fakat bu silsilede insanın, diğer insanlarla savaşması ise nasıl bir cahil olduğunun yegâne göstergesi. Bu ölmekler ve öldürmekler silsilesinde bugün hâkim güç olan Batı ise hiçbir zaman insanlığa dair sınavı veremeyecektir ve o sınavı hiçbir zaman geçemeyecektir. Çünkü temelini makyavalist, materyalist bir düzleme kuran Batı, dünyaya gösterdiği yanıyla tamamen bir ruh çölüne çıkmış durumdadır. Belki içerisinde bu çöle çıkmamış küçük çaplı kitleler-yönetimler olsa da onlar zaten bu durumları ile Batı olmaktan sıyrılmışlardır. Burada dikkat çekmek istediğim bir nokta Batı’yı bu şekilde tanımlamak bu metnin yazarı olarak benim öteki algım neticesinde oluşturduğum bir şey değil. Nitekim Batı’yı Batı yapan şeylerin silsilesi de gayet uzundur. Sanayi İnkılabı’ndan sonra oluşturdukları sömürgeci düzen ve bu düzen uğruna yaptıkları katliamlar, kendilerinden olmayanlara yönelik gösterdikleri vahşet, iki adet büyük dünya savaşına sebep olmaları, meteorolojik yıkımların mimarı olmaları, insanlığın devamı için lazım gelen unsurlar üzerinde pervasızca teşebbüslerde bulunabilmeleri ve kendi rahatları için hiçbir şeyin umurlarında olmaması onları Batı yapan şeylerden birkaç tanesidir.

Yarım asırdan uzun süredir süren bir başka olay ise sadece Batı’nın değil Doğu’nun da vereceği bir insanlık sınavı. Nitekim Batı zaten bu sınavdan da geçemeyecektir. Bugün Batı zihniyetinin desteklediği İsrail, yarım asırdır yaptığı gibi tekrar Filistin halkının katili olmaktadır. Rusya-Ukrayna savaşında Rusya’nın tavrını eleştirenler; İsrail-Filistin savaşında Rusya’nın yaptıklarından daha acımasızını yapan İsrail’e açıkça desteklerini söylemektedir. Olanca güçleriyle İsrail’in yanında yer alarak bir milletin yasaklandığı iddia edilen silahlarla, bombalarla katledilmesine ortak olmaktadırlar.

Bugün burada yaşanan bu olaylar hususunda birileri İsrail’e ya da avanesine ses çıkarma cesaretini gösteremediğinden adeta İsrail’in yaptıklarını meşrulaştırmak istercesine durumları ileri sürmekteler. Filistin topraklarının vaktiyle İsrail’e satıldığı, Arap devletlerinin sessiz kaldığı, Filistin’in bizi hiçbir zaman desteklemediği vb. şekillerde ifade edilen bu durumların gerçeklik paylarının olduğu aşikârdır. Fakat gerçeklik payı var diye bunlar İsrail’in katilliğini meşru mu kılar? Eğer meşru kılacaksa Adolf Hitler’i başta olmak üzere bütün insanlık katillerinin yaptıklarını meşru kılacağız demek ki! Yarım asırdan biraz fazla kadar önce Hitler zulmüne uğrayan Yahudi topluluğunun bugünkü devamını temsil eden İsrail’in bugün Hitler’den ne farkı kalmıştır? Ancak bir zamanlar birbirlerini yeseler doymayacak olan Hristiyanlar ve Yahudiler (-ki Endülüslü Yahudiler’i kimin kurtarmak için teşebbüsler gösterdiğini hatırlamakta fayda var) bugün birbirlerinden çektiklerinin acısını adeta İslâm’dan çıkartmak için birbirleriyle yarışmaktalar. Bugün meydana gelen durumda Hamas isimli örgütün yaptıklarını tasvip etmek de değil bu. Bizi öldüren bizden değildir. Biz, insanız. İnsanlığı öldüren kimse bizden değildir. Fakat ortada tarihin seyrinden bu yana gelen bir katliam var. İsrail tarafından yapılan katliam. Sivilleri defalarca katleden bir İsrail. İnsanları bir Nazi kampı oluştururcasına sınırlara hapsedip sonra keyfince suçlayan, keyfince öldüren bir Nazi-İsrail katliamı.

Dünya bir kez daha bu sınavı veremiyor. Çünkü dünya “ruhun çölüne çıkmış bir vaziyette” iken hiçbir sınavı veremeyecektir. Üzerine çok şey söylenebilir fakat savaşa ve insanların ölümüne merakı olan kişiler lütfen bireysel kafes dövüşünü tercih etsinler. Kim kimi öldürürse... En azından doğrudan öteki olarak düşündüklerini cismen karşılarında görmüş olurlar. Artık sivil insanların üzerinden ellerinizi çekin.

İsrail’in çocukları rahat bir uyku uyuyacaktır. Filistin’in çocukları da rahat bir uyku uyuduğunda. Kendi kişisel ihtirasları ve çıkarları yüzünden bütün bunlara sebep olanların bir kez daha tez vakitte kahr u perişân olmalarını Allah (c.c.)’tan dilerim.

Eray Yıldız