a/1-kitap hediye notu
- vagonnecmi

- 30 Kas 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Eki 2024
Hayatın, en sıkı bağları bile koparabilmek gibi bir hüneri var. Zamanın da hep bir gerisi var ama oraya dönüşü hiç yok. Yine de dünyanın yuvarlaklığının en uzak yolları bile karşılaşmalara çıkarabilen, geçmiş zamanın gelecekte bekleyen ve önümüze şimdi olup dikilebilen mucizelerine içtenlikle inanmayı sürdürmeye çalışıyorum.
Geçen yaşam süresince kıldan ince ama bir ucu sende bir ucu bende kalmayı sürdürmüş bu yakınlığa sahip olduğum için memnunum. Bu yakınlığın inançlarımı pekiştiren yanına da.
“… …”ni pek çok insanla paylaştım. Hediye ettiklerim, hikâyesinden bahsettiklerim oldu. Bu kitapla ilgili kendi hikâyemin minik, ufak bir kısmını da şimdi seninle paylaşıyorum. Ve ilk kez bu kitabı kendi kitaplığımdan çıkarıp birisine veriyorum.
Kitabın bir yerlerinde, …’in kendisine …’u hatırlatan yerlerden geçmesini alıkoymasına yardımcı bir harita oluşturmaya çalıştığını göreceksin.
Yıllar yıllar önce, o günlerdeki beynimin kıvrımlı yollarının haritasını evinin yolunu bilir gibi doğal bir güdüyle bilen bir kadın, şehrimin her bir miliminde onunla yaşıyor olmaktan kaçmak için oradan gittiğimi söylediğimde bana döndü ve dedi ki: “Senin sokakların beyninin içinde. Nereye gidersen git, oralarda yürüyeceksin.”
Muhtemelen ömrümün sonuna değin sürecek olan bir alışkanlığı bu cümleyle somutlaştırdım. Gitgide daha da bilinçli bir hâle bürünen. Hâlen daha kendi beynime bakmak ya da birisine göstermek istediğimde, şehrimi gören yüksek tepelere çıkar, çıkarırım.
Bu gevezeliği neden yaptım?
Ortak ya da farklı haritalara sahip kendi şehirlerimizden birinde, yıllar sonra görüşebildiğim sana belki de tek bir şey olabileceğimi düşündüm: bir çeşit umut.
Bu kitap hoşuna gitsin ya da gitmesin. Bu …yi bir gün gez ya da gezme. Hayat sana şehrinle, evinle, en sıradan eşyalarınla, belki henüz yaşanırken yalnızca senin dikkat ettiğin, daha o anda senden başka herkesin unutacağı hatıralarını, beynini, kalbini ve içinde düşünüp çarptıkları dünyanı böyle titizce ve özenle kurup koruyabileceğin bir ömür nasip etsin.
Seninle kendim için, kendime dair dilediğim bir dileği işte böylece, bir kısmıyla paylaşıyorum.
Ve sana bir de sır vereyim:
Bu kitabın mutsuz sonla biten hâlini yazmak elimden alınmış -iyi ki de alınmış, yoksa ben yazmak zorunda kalacaktım-. Mutlu sonlu versiyonu, …’in de dediğini göreceğin gibi, zaten birkaç cümleden fazlasına gerek olmayan, yaşanmış bir serüven olurdu. Yazılması gerekeni elimden alan bu kitabın yaşanacak olan mutlu bir sonu bana bıraktığına da içtenlikle inanmayı sürdürüyorum. Ve asıl büyük hikâyemin de o mutlu sonun diğer muhatabı olan kimse için yaşana yaşana içimde biriktiğini, lafa başlarken bildiğim mucizeleri bilir gibi biliyorum.
Bu kısa yazıda kendime ve sana dair bilerek eksik bıraktığım yerleri, birlikte doldurabileceğimiz zamanlarımız olması niyetiyle.




Yorumlar