bir kalbim olduğunun ispatıdır

Gözlerümden akatursun turmasun yaşum benüm

Yâ ne içün saklaram şimden girü başum benüm

Gözlerimden akadursun, durmasın yaşım benim

Ya ne için saklarım bundan böyle başım benim

ben, muhibbî

allah’ın yazmadığı bir kadere

ancak sağır ve dilsiz olabilirdim

kara bir perdenin ardında

bölünerek cellatlara

soluğum cehennem gibi havada

kan ağladım hiç kan dökmeden

ben, muhibbî

son peygamberi

beyhudedir mucizeyle gelmesini beklemek

böyle inanç neshedilmiştir

diye buyururken cenabıhak tarafından

koynunda mektubu

üstünde kefeni

geldiğinde huzurumu

evladım sultan mustafa’m

kabreylemişti meğerse çoktan

yüreğimi mezarına taş bellemişti

bunu bildiğini gördüğüm gözlerinde

bendim ölen yalınkılıç bir

sultanın teslimiyetinde

ben, muhibbî

şimdi tek ben boğuluyorum

mustafa, sana yasak olan tek deryada

urgansız

olacağımı da gördüm

öleceğimi de

zigetvar önlerinde

bağrım yanık göğsüm yarık

ne’m varsa döktüler hekimler

bir kalbim olduğunun ispatıdır

İy Muhibbî tâ ölince uşbu derde çâre yok

Bahr olsa yiridür şimden girü yaşum benüm

Ey Muhibbi ta ölünceye kadar, işbu derde çare yok

Deniz olsa yeridir bundan böyle göz yaşım benim